Türkiye'nin Tarım ve Hayvancılık Potansiyelinde Vizyon Eksikliği

Türkiye, tarım ve hayvancılık alanında önemli bir potansiyele sahipken, son yıllarda sektördeki sorunlar giderek artıyor. Ülkede tarım ve hayvancılık politikalarının vizyonsuzluğu ve ithalat odaklı yaklaşımların etkisiyle, yerli üretim zor durumda kalmış durumda.

Türkiye'nin Tarım ve Hayvancılık Potansiyelinde  Vizyon Eksikliği

Tarım ve hayvancılık, bir ülkenin ekonomik gücünü belirleyen temel unsurlardır. Ancak, son zamanlarda Türkiye'de tarım ve hayvancılık sektörlerinin yaşadığı zorluklar ve göz ardı edilmesi, ülkemizin gerçek potansiyelini kullanamamasına neden olmuştur. Et fiyatlarının artması ve ithalatın artan önemi, aslında daha derin bir sorunu gösteriyor: yerli üretimin değersizleştirilmesi ve dışa bağımlılığın artması.

Tarım ve Orman Bakanı'nın vizyon eksikliği ve yerli üretimi savunmaktan ziyade ithalatı öne çıkarması, ülkemizin tarım ve hayvancılık potansiyelinin gereğince değerlendirilmediğini göstermektedir. Ülkemizin sahip olduğu tarımsal potansiyel, dünya genelinde dikkate değer bir konuma sahiptir. Fındık, incir, zeytin gibi ürünlerde dünya lideri olmamıza rağmen, bunların ticaretinin Hamburg gibi başka ülkelerde yapılması, ülkemizin kaynaklarını doğru kullanmadığının bir işareti olarak karşımıza çıkıyor.

Özellikle sulama projelerinin yetersizliği ve tamamlanamaması, tarımın modernize edilememesi ve verimliliğin artırılamaması, ülkemizin tarım potansiyelini tam anlamıyla kullanamadığını gösteriyor. GAP ve KOP gibi önemli projelerin tamamlanmaması, sulu tarım alanlarının yetersiz sulanması ve modern tarım tekniklerinin kullanılamaması, üretimdeki potansiyelin sadece bir kısmının kullanılmasına sebep olmaktadır. Bu durum, ülkemizin tarım ve hayvancılık alanındaki potansiyelini tam anlamıyla ortaya koymasını engellemektedir.

Özelleştirilen gübre ve yem fabrikalarının da üretimi olumsuz yönde etkilediği görülmektedir. İthalata dayalı tarım politikaları, yerli üretimi olumsuz etkileyerek çiftçilerin ve üreticilerin zarar etmesine neden olmaktadır. Ayrıca, süt fiyatlarının maliyetin altında belirlenmesi gibi uygulamalar da hayvancılığın gerilemesine yol açmaktadır. Bu durum, ülkemizin tarım ve hayvancılık alanındaki stratejik önemini göz ardı ettiğini ve bu sektörlerin sahipsiz bırakıldığını göstermektedir.

Sonuç olarak, Türkiye'nin tarım ve hayvancılık potansiyeli büyüktür ancak bu potansiyelin tam anlamıyla kullanılabilmesi için stratejik ve uzun vadeli politikalara ihtiyaç vardır. Ülkemizin tarım ve hayvancılık sektörlerine verdiği değer, ekonomik ve sosyal kalkınmasında belirleyici bir rol oynamaktadır. Bu nedenle, yerli üretimi destekleyen, tarımı ve hayvancılığı öncelikli alanlar olarak gören politikaların benimsenmesi gerekmektedir.