Büyük depremin üzerinden 13 yıl geçti: “8 bin bina yıkılma tehlikesi altında”

Türkiye’nin deprem tehlikesi altındaki kentlerinden Van’da 23 Ekim 2011’de meydana gelen 7,2 büyüklüğündeki depremin üzerinden 13 yıl geçti. Büyük depremde 604 kişi yaşamını yitirdi. Depremin üzerinden geçen 13 yıla rağmen, kentte hala 8 bin binada yıkılma tehlikesi var. Van YYÜ Afet Yönetimi ve Deprem Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Azad Sağlam Selçuk, bu binaların 6 ve üstü depremlerde büyük risk taşıdığını söyledi.Van’da 23 Ekim 2011’de meydana gelen ve 604 kişinin yaşamını yitirdiği 7,2 büyüklüğündeki depremin üzerinden 13 yıl geçti. Merkez üssü Tuşba ilçesine bağlı Tabanlı Mahallesi olan depremde 604 kişi yaşamını yitirdi, çok sayıda bina yıkıldı. Türkiye deprem risk haritası güncellendi: Evimin altından fay hattı geçiyor mu, yıkıcı deprem riski taşıyan iller hangileri?Yapılan incelemelerde binlerce konut, iş yeri ile ahırın ağır ve orta hasarlı olduğu tespit edilen kentte, konut sıkıntısının giderilmesi amacıyla 17 bin 489 ev depremzedelere teslim edildi. Kırsal mahallelerde de 8 bin 532 bireysel konut tamamlanarak hak sahiplerinin hizmetine sunuldu. TOKİ tarafından yaptırılan konutlar, kentte en güvenli toplu yaşam alanları haline geldi. Şu ana kadar Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında bin 800 binanın dönüşümünün yapıldığı ilde, yapı stokunun belirlenmesine yönelik çalışma yapılması planlanıyor.Prof. Dr. Selçuk, depremin üzerinden 13 yıl geçtiğini söyledi. “Bu 13 yılda neler yaptık?” diye herkesin kendini sorgulaması gerektiğini belirten Selçuk, “Toplum olarak hep şunu yapıyoruz; deprem oluyor, 2-3 ay konuşuyoruz, ardından her şey unutuluyor. Van'da yaşanan depremin üzerinden yıllar geçmesine rağmen kentin yapı stokuyla ilgili bir şey bilmiyoruz. Kentte yaklaşık 200 bin bina var. Bu binaların yapısı hakkında tam bir bilgimiz yok. Van için acil yapılması gerekenlerin başında yapı stokunun ortaya çıkarılması geliyor.” dedi. Van’da 6 ve üzeri büyüklükteki bir depremin birçok yerde yıkıma neden olabileceğine dikkati çeken Selçuk, yapı stokunun bir an önce çıkarılıp buna uygun tedbirlerin alınması gerektiğini vurguladı.Yapıların depreme uygun hale getirilmesinin önemli olduğunu ifade eden Selçuk, şunları kaydetti: “Kırsal bölgeler de dahil olmak üzere kentteki yapıların yüzde 80'inden fazlası ruhsatsız. Bunlara ait bilgileri bilmiyorsunuz. Mesela bazıları orta hasarlı ama kendi çaplarında güçlendirmeleri yapılmış. Ruhsatsız oldukları için yapı denetim firmaları buralara girmiyor. Van'ın hem kuzeyi hem de güneyi deprem potansiyeli yüksek faylarla çevrili. 6 büyüklüğündeki depremler burası için risk durumunda. Depremleri afete dönüşüp dönüştürmemek bizim elimizde. Taşın altına elimizi koymamız lazım. Binaların deprem yönetmeliğine uygun yapılıp yapılmadığını, ne kadar güvenli olduğunu sorgulamamız lazım. Japonya'da deprem olunca insanlar binanın içine kaçıyor, biz binalardan kaçıyoruz çünkü binalarımıza güvenmiyoruz. Yapı stokumuzu güvenilir hale getirirsek deprem hiçbir zaman bizi korkutmayacak.” Selçuk, afet sonrası devletin yaraları sarmak için çok büyük paralar harcadığını, vatandaşların imkanlarını seferber ettiğini dile getirerek, aynı duyarlılığın afetlerden önce de gösterilmesi gerektiğini anlattı.Van’da halen ağır hasarlı binaların olduğuna işaret eden Selçuk, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ağır hasarlıları yıkabilirdik, orta hasarlı binaların kontrolünü yapabilirdik. Deprem sonrası bir yıl içinde bazı orta hasarlı binalarda güçlendirme çalışmasının yapılıp yapılmadığıyla ilgili herhangi bir veri yok. Bu durumda ağır ve orta hasarlı olmak üzere yaklaşık 8 bin bina, meydana gelecek 6 ve üstü depremde büyük risk taşıyor. Yaklaşık 8 bin binanın içinde ağır ve orta hasarlılar var. Bununla ilgili bir proje hazırlanması planlanıyor. Proje desteklenirse kentin yapı stoku ortaya çıkarılacak. 2011 öncesi ve sonrası yapılan binaların ayrımı yapılmalı. Ardından mahalle mahalle binaların öz nitelik denilen bilgilerinin sisteme girilmesi gerekiyor.”Selçuk, Maden Tetkik ve Arama, AFAD ve Belediyeler Birliği işbirliğinde hazırlanan ve TÜBİTAK'tan 8,5 milyon lira destek almaya hak kazanan Türkiye Diri Faylarının Paleosismolojik Özelliklerinin Belirlenmesi: Yüksekova-Şemdinli Fay Zonu, Başkale, Erciş ve Tutak Fayı Projesi kapsamında başlattıkları çalışmaların devam ettiğini söyledi. Proje kapsamında Van’ın Başkale ilçesi ile Hakkari’deki Yüksekova ve Şemdinli fay hattı üzerinde kazı çalışmalarını tamamladıklarını bildiren Selçuk, “Fayların tarihsel bilgilerini, deprem tekrarlama aralığını bulmayı amaçlıyoruz. Böylelikle bölgenin deprem riskini ortaya çıkaracağız. Erciş ve Tutak fayları üzerindeki çalışmalarımız devam edecek. Diğer bölgelerde tamamladığımız çalışmaların sonuçları da yakında kamuoyuyla paylaşılacak.” ifadelerini kullandı.

Büyük depremin üzerinden 13 yıl geçti: “8 bin bina yıkılma tehlikesi altında”
Büyük depremin üzerinden 13 yıl geçti: “8 bin bina yıkılma tehlikesi altında”

Türkiye’nin deprem tehlikesi altındaki kentlerinden Van’da 23 Ekim 2011’de meydana gelen 7,2 büyüklüğündeki depremin üzerinden 13 yıl geçti. Büyük depremde 604 kişi yaşamını yitirdi. Depremin üzerinden geçen 13 yıla rağmen, kentte hala 8 bin binada yıkılma tehlikesi var. Van YYÜ Afet Yönetimi ve Deprem Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Azad Sağlam Selçuk, bu binaların 6 ve üstü depremlerde büyük risk taşıdığını söyledi.

Van’da 23 Ekim 2011’de meydana gelen ve 604 kişinin yaşamını yitirdiği 7,2 büyüklüğündeki depremin üzerinden 13 yıl geçti. Merkez üssü Tuşba ilçesine bağlı Tabanlı Mahallesi olan depremde 604 kişi yaşamını yitirdi, çok sayıda bina yıkıldı. Türkiye deprem risk haritası güncellendi: Evimin altından fay hattı geçiyor mu, yıkıcı deprem riski taşıyan iller hangileri?
Yapılan incelemelerde binlerce konut, iş yeri ile ahırın ağır ve orta hasarlı olduğu tespit edilen kentte, konut sıkıntısının giderilmesi amacıyla 17 bin 489 ev depremzedelere teslim edildi. Kırsal mahallelerde de 8 bin 532 bireysel konut tamamlanarak hak sahiplerinin hizmetine sunuldu. TOKİ tarafından yaptırılan konutlar, kentte en güvenli toplu yaşam alanları haline geldi. Şu ana kadar Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında bin 800 binanın dönüşümünün yapıldığı ilde, yapı stokunun belirlenmesine yönelik çalışma yapılması planlanıyor.
Prof. Dr. Selçuk, depremin üzerinden 13 yıl geçtiğini söyledi. “Bu 13 yılda neler yaptık?” diye herkesin kendini sorgulaması gerektiğini belirten Selçuk, “Toplum olarak hep şunu yapıyoruz; deprem oluyor, 2-3 ay konuşuyoruz, ardından her şey unutuluyor. Van'da yaşanan depremin üzerinden yıllar geçmesine rağmen kentin yapı stokuyla ilgili bir şey bilmiyoruz. Kentte yaklaşık 200 bin bina var. Bu binaların yapısı hakkında tam bir bilgimiz yok. Van için acil yapılması gerekenlerin başında yapı stokunun ortaya çıkarılması geliyor.” dedi. Van’da 6 ve üzeri büyüklükteki bir depremin birçok yerde yıkıma neden olabileceğine dikkati çeken Selçuk, yapı stokunun bir an önce çıkarılıp buna uygun tedbirlerin alınması gerektiğini vurguladı.
Yapıların depreme uygun hale getirilmesinin önemli olduğunu ifade eden Selçuk, şunları kaydetti: “Kırsal bölgeler de dahil olmak üzere kentteki yapıların yüzde 80'inden fazlası ruhsatsız. Bunlara ait bilgileri bilmiyorsunuz. Mesela bazıları orta hasarlı ama kendi çaplarında güçlendirmeleri yapılmış. Ruhsatsız oldukları için yapı denetim firmaları buralara girmiyor. Van'ın hem kuzeyi hem de güneyi deprem potansiyeli yüksek faylarla çevrili. 6 büyüklüğündeki depremler burası için risk durumunda. Depremleri afete dönüşüp dönüştürmemek bizim elimizde. Taşın altına elimizi koymamız lazım. Binaların deprem yönetmeliğine uygun yapılıp yapılmadığını, ne kadar güvenli olduğunu sorgulamamız lazım. Japonya'da deprem olunca insanlar binanın içine kaçıyor, biz binalardan kaçıyoruz çünkü binalarımıza güvenmiyoruz. Yapı stokumuzu güvenilir hale getirirsek deprem hiçbir zaman bizi korkutmayacak.” Selçuk, afet sonrası devletin yaraları sarmak için çok büyük paralar harcadığını, vatandaşların imkanlarını seferber ettiğini dile getirerek, aynı duyarlılığın afetlerden önce de gösterilmesi gerektiğini anlattı.
Van’da halen ağır hasarlı binaların olduğuna işaret eden Selçuk, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ağır hasarlıları yıkabilirdik, orta hasarlı binaların kontrolünü yapabilirdik. Deprem sonrası bir yıl içinde bazı orta hasarlı binalarda güçlendirme çalışmasının yapılıp yapılmadığıyla ilgili herhangi bir veri yok. Bu durumda ağır ve orta hasarlı olmak üzere yaklaşık 8 bin bina, meydana gelecek 6 ve üstü depremde büyük risk taşıyor. Yaklaşık 8 bin binanın içinde ağır ve orta hasarlılar var. Bununla ilgili bir proje hazırlanması planlanıyor. Proje desteklenirse kentin yapı stoku ortaya çıkarılacak. 2011 öncesi ve sonrası yapılan binaların ayrımı yapılmalı. Ardından mahalle mahalle binaların öz nitelik denilen bilgilerinin sisteme girilmesi gerekiyor.”
Selçuk, Maden Tetkik ve Arama, AFAD ve Belediyeler Birliği işbirliğinde hazırlanan ve TÜBİTAK'tan 8,5 milyon lira destek almaya hak kazanan Türkiye Diri Faylarının Paleosismolojik Özelliklerinin Belirlenmesi: Yüksekova-Şemdinli Fay Zonu, Başkale, Erciş ve Tutak Fayı Projesi kapsamında başlattıkları çalışmaların devam ettiğini söyledi. Proje kapsamında Van’ın Başkale ilçesi ile Hakkari’deki Yüksekova ve Şemdinli fay hattı üzerinde kazı çalışmalarını tamamladıklarını bildiren Selçuk, “Fayların tarihsel bilgilerini, deprem tekrarlama aralığını bulmayı amaçlıyoruz. Böylelikle bölgenin deprem riskini ortaya çıkaracağız. Erciş ve Tutak fayları üzerindeki çalışmalarımız devam edecek. Diğer bölgelerde tamamladığımız çalışmaların sonuçları da yakında kamuoyuyla paylaşılacak.” ifadelerini kullandı.