2 bin yıllık mezarda benzeri görülmemiş keşif

Arkeologlar, İtalya'daki 2 bin yıllık bir mezarı açtıktan sonra "benzeri görülmemiş" bir keşifte bulundu. Mezardan binlerce yıldır mükemmel şekilde korunmuş antik mumyalar çıktı. Yetkililer yalnızca bulunan mumyaların ne kadar iyi korunmuş olduğundan değil, kullanılan yöntemden dolayı da şaşkına döndüler. Yeni bulunan mumyaların görüntülerinin ilerleyen zamanlarda paylaşılması planlanıyor.Arkeologlar, İtalya'nın Napoli kentinde 2 bin yıllık lahdi açtıktan sonra "benzeri görülmemiş" bir bulguya imza attı. Mezarda binlerce yıldır mükemmel şekilde korunmuş antik bir mumya bulundu. Kalıntılar, odaya kapatılmadan önce bedenlere sürülen bitki bazlı kremlerle korunmuştu. Cesetlerden biri kefene sarılı halde ve mezar eşyalarıyla çevrili halde bulundu. Ekip kefeni açtığında, ölünün mükemmel şekilde korunmuş olduğunu gördü. Ölen kişiye gösterilen özel ilgi ve bulunan eşyaların kronolojisi, türbenin yapıldığı ailenin kurucusu olabileceğini gösteriyordu.ÇIĞIR AÇAN MUMYALAMA TEKNİKLERİ Arkeologlar daha önce aynı bölgede, Roma Cumhuriyeti döneminden Roma İmparatorluk Çağı'na kadar uzanan çok sayıda mezar yeri bulmuştu. Daha detaylı bir analiz, yapının antik Yunan mitolojisinde yeraltı dünyasının koruyucusu olduğuna inanılan üç başlı köpek Cerberus'u tasvir eden bir freskin yer aldığı bir oda mezarının girişi olduğunu ortaya koydu. Yetkililer yalnızca bulunan cesetlerin ne kadar iyi korunmuş olmasından değil, kullanılan yöntemden dolayı da şaşkına döndüler. Araştırmacılar, yeni bulunan mumyaların görüntülerini ilerleyen zamanlarda paylaşmayı planlıyor.CENAZELERİN KİMLİĞİ TESPİT EDİLECEKKalıntılar, halk arasında kaz ayağı olarak bilinen çok yıllık bir bitki türü olan chenopodium ve absinthium'dan (pelin otu) yapılan krema ile kaplanmıştı. Bu kombinasyon daha önce İsveç'teki bir katedralin altında bulunan 17. yüzyıldan kalma bir piskoposun cesedi de dahil olmak üzere kalıntılarda bulunmuştu. Arkeologlar, mezara girebilmek için tavan açıklığını kapatan kiremitleri dikkatlice kaldırmak zorunda kaldı. Uzmanlar bunun "benzeri görülmemiş" bir keşif olduğunu söylüyor. İtalya Kültür Bakanlığı tarafından finanse edilen proje kapsamında, ortaya çıkarılan çok sayıda cenazenin kimliğini belirlemek için mumyalanmış insan kalıntıları üzerinde DNA analizi yapılıyor.

2 bin yıllık mezarda benzeri görülmemiş keşif
2 bin yıllık mezarda benzeri görülmemiş keşif

Arkeologlar, İtalya'daki 2 bin yıllık bir mezarı açtıktan sonra "benzeri görülmemiş" bir keşifte bulundu. Mezardan binlerce yıldır mükemmel şekilde korunmuş antik mumyalar çıktı. Yetkililer yalnızca bulunan mumyaların ne kadar iyi korunmuş olduğundan değil, kullanılan yöntemden dolayı da şaşkına döndüler. Yeni bulunan mumyaların görüntülerinin ilerleyen zamanlarda paylaşılması planlanıyor.

Arkeologlar, İtalya'nın Napoli kentinde 2 bin yıllık lahdi açtıktan sonra "benzeri görülmemiş" bir bulguya imza attı. Mezarda binlerce yıldır mükemmel şekilde korunmuş antik bir mumya bulundu. Kalıntılar, odaya kapatılmadan önce bedenlere sürülen bitki bazlı kremlerle korunmuştu. Cesetlerden biri kefene sarılı halde ve mezar eşyalarıyla çevrili halde bulundu. Ekip kefeni açtığında, ölünün mükemmel şekilde korunmuş olduğunu gördü.

Ölen kişiye gösterilen özel ilgi ve bulunan eşyaların kronolojisi, türbenin yapıldığı ailenin kurucusu olabileceğini gösteriyordu.ÇIĞIR AÇAN MUMYALAMA TEKNİKLERİ Arkeologlar daha önce aynı bölgede, Roma Cumhuriyeti döneminden Roma İmparatorluk Çağı'na kadar uzanan çok sayıda mezar yeri bulmuştu. Daha detaylı bir analiz, yapının antik Yunan mitolojisinde yeraltı dünyasının koruyucusu olduğuna inanılan üç başlı köpek Cerberus'u tasvir eden bir freskin yer aldığı bir oda mezarının girişi olduğunu ortaya koydu. Yetkililer yalnızca bulunan cesetlerin ne kadar iyi korunmuş olmasından değil, kullanılan yöntemden dolayı da şaşkına döndüler. Araştırmacılar, yeni bulunan mumyaların görüntülerini ilerleyen zamanlarda paylaşmayı planlıyor.

CENAZELERİN KİMLİĞİ TESPİT EDİLECEK

Kalıntılar, halk arasında kaz ayağı olarak bilinen çok yıllık bir bitki türü olan chenopodium ve absinthium'dan (pelin otu) yapılan krema ile kaplanmıştı. Bu kombinasyon daha önce İsveç'teki bir katedralin altında bulunan 17. yüzyıldan kalma bir piskoposun cesedi de dahil olmak üzere kalıntılarda bulunmuştu. Arkeologlar, mezara girebilmek için tavan açıklığını kapatan kiremitleri dikkatlice kaldırmak zorunda kaldı. Uzmanlar bunun "benzeri görülmemiş" bir keşif olduğunu söylüyor. İtalya Kültür Bakanlığı tarafından finanse edilen proje kapsamında, ortaya çıkarılan çok sayıda cenazenin kimliğini belirlemek için mumyalanmış insan kalıntıları üzerinde DNA analizi yapılıyor.